Tel : +90 543 585 39 24

ERGENLERDE SOSYAL FOBİ

ERGENLERDE SOSYAL FOBİ

          Ergenlik, son çocukluk döneminden sonra gelen sancılı bir süreçtir. Genellikle 12- 21 yaş arası ergenlik dönemi olarak kabul edilir. Başlangıcından  bitimine kadar çocukluk döneminden çıkıldığı için hormonel, fiziksel, psikolojik değişiklikler olur. Bu değişiklikler çocuğun yetişkinliğe adım atmasını da beraberinde getirir. Kimi çocuk bu sancılı dönemi daha zor atlatır, kimi daha kolay geçirebilir. Aileler yaşanan olumsuzlukların farkına varıp kendilerine problem haline getirdikçe, çocuk için sorun daha fazla büyüyebilir.

          Aşağı yukarı ilköğretim sekizinci sınıf ve lise birinci sınıf dönemlerine denk gelir ergenlik süreci. Birkaç sene bu ergenlik dönemini tamamlanana kadar devam edebilir. Sosyal fobide görülen en önemli belirtiler; komik duruma düşme korkusu, rezil olacağım düşüncesi, herkesin içinde küçük düşeceğim düşüncesi, beceriksiz olduğum herkes tarafından anlaşılacak gibi düşüncelerdir. Bedensel belirtiler ise; yüz kızarması,terleme, kalp çarpıntısı, terleme, gerginlik, midede rahatsızlık, nefes daralması, mide ve karın ağrıları, bayılma hissi, baş dönmesi, kulak çınlamasıdır.
          Zaman geçtikçe ergenlik döneminde görülen bu belirtiler, ergenliğin sonlarına doğru kaybolur. Yerine başka belirtiler gelir. İlk dönemlerde sosyal fobisi olan çoğu genç şu türden sıkıntılar yaşar. Her yerde herkesin kendisine baktığını düşünüp bu durumdan rahatsızlık duyar. Okula gittiğinde karşı cinsinden bir arkadaşı bir soru sorduğunda, utanç duygusu yaşar. Terleme ve kızarma gibi sık rastlanılan rahatsızlıklar gösterir.

          Çoğunlukla kontrolcü ve fazla müdahaleci ailelerin çocuklarında ergenlik dönemlerinde sıklıkla sosyal fobi veya sosyal anksiyete bozukluğu görülmektedir. Çok küçük yaşlardan itibaren çocuğun ne yapacağını belirleyen , daha çocukları isteklerini belirtmeden ihtiyaçlarını karşılayan anne ve babaların sıklıkla karşılaştıkları bir problemdir. Kendi içinde yaşayan, dış dünya ile iletişimi kopuk, herkesden zarar gelir düşüncesi taşıyan anne ve babaların çocuklarında da sosyal fobi oluşur. Sosyal olarak çok fazla izole edilen, fazla kapalı ortamlarda büyüyen çocuklar kendilerini ifade etmekte zorlanır. Sosyalizayon problemi yaşadığı için de kendini yaşıtlarının yaptığı gündelik normal davranışlar karşısında bile rahatsız hisseder. Bu nedenle de akranlarıyla sağlıklı iletişim kurmkata zorlanır.

                 SOSYAL FOBİDE TEMEL ÖRÜNTÜLER NELERDİR?

  • Olayları kendine odaklama:
    • Yoğun biçimde kendine odaklanır.
    • Kaygılı bekleyiş
    • Kaçınma ve kaçma
    • İşlevselliğin kesintiye uğraması
    • Beceri eksikliği
  • Olumsuz beklenti: beni reddedecekler , yetersiz bulunacağım , garip olduğumu düşünecekler, en basit şeyleri dahi yapamıyorum, yine başarısız olacağım..

              SOSYAL FOBİDE NASIL BİR KISIR DÖNGÜ OLUŞUR?

Tetikleyici uyaran (sunum yapmak) etkiliyor, otomatik düşünceyi (rezil olacağım), tehlike algısı büyüyor, anksiyete ve fiziksel belirtiler gözleniyor yüzünün kızarması, terleme, sesinin titremesi), davranış (kaçınma, sunum yapmama), geçici rahatlama. ve tekrar tekrar aynı şeyler.

                       TOPLUMSAL DİSİPLİN VE SOSYAL FOBİ

          Aslında toplum olarak sosyal fobi gelişimini destekliyoruz. Korkuyu disiplin aracı olarak kullanan bir toplumuz. Çocuklarımızın hep itaatkâr, bizim dediklerimizi yapan bir birey olarak yetişmesini istiyoruz. Onların düşüncelerini sormuyor, onları küçümsüyor, ‘‘Sen sus, sen çocuksun’’ diyoruz.

 Onların birey olmalarına fırsat vermiyor, aşırı sevgi ve şefkatten her işlerini biz yapıyoruz. Unutmayalım onlar bizim çocuklarımız ve bize emanet yani bize ait değiller. Onları tüm kişilik özellikleriyle ayrı bir birey olarak düşünmeliyiz. Ayrı bir birey olmalarına, kendilerini ifade etmelerine, kendilerini gerçekleştirmelerine izin vermeli onların istek ve düşüncelerini önemsemeli, kişilik yapılarına uygun seçimlerde bulunmalarına vesile olmalı ille de bizim dediklerimizi kabul etmelerini beklememeliyiz.

           Çocuklara başarmaları için fırsat vermeliyiz. Bize düşüncelerini rahatlıkla söyleyebilmeliler. Ve biz de onları dinlemeliyiz. Belki bazen de yanlış yapmalarına göz yummalıyız. ‘’Ben sana söylemiştim’’ifadesini kullanmamalı, ‘’Bu tecrüben sana ne kazandırdı?’’ diye sormalıyız.

                       SOSYAL FOBİ NASIL TEDAVİ EDİLEBİLİR ?
          Sosyal fobi tedavisi olan bir hastalıktır. Her şeyden önce gerçekçi beklentiler içinde olmak gerekir. Beraberinde diğer psikiyatrik hastalıkların olması, başlangıç yaşının erken olması, kişinin tedavi isteği gibi bir çok etken tedavinin başarısını etkilemektedir. Tedavide özellikle Bilişsel Davranışçı Terapi yöntemlerinden faydalanılır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.