Tel : +90 543 585 39 24

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU

Yaygın Anksiyete Bozukluğu Nedir? 

Yaygın kaygı bozukluğu olan kişilerde “sürekli, aşırı ve durumla uygun olmayan bir endişe durumu” söz konusudur. Aşırı endişe, kişinin günlük yaşamını olumsuz yönde etkiler ve hatta olağan yaşam etkinliklerini sürdürmesini engeller. Bu kişiler her durumda olası en kötü sonucu düşünürler, her şey kendi denetimlerinin dışındadır, iyi bir olasılık ya da geriye dönüş mümkün değildir.

Denetlenemez nitelikte olan endişe hali en az altı ay boyunca hemen her gün vardır ve gün boyunca sürer.

Yaygın anksiyete bozukluğu, zihinde savaş veren kişinin endişeli bir hal içinde olmasına yol açar. Sürekli kaygılı düşünceleri beslemekten yorulan zihin kişiyi ruhen ve bedenen etkiler. Anksiyete bozukluğuna sahip kişiler, endişe verici düşünceler sebebiyle genellikle huzursuz ve tedirgin hissederler. Zihinde yer alan deneyimler ve düşünceler artık bir rahatsızlığa sebep olarak bedene de sirayet eder. Rahatsızlığa sahip kişilerin ortak tecrübelerine dayalı olarak belirtileri aşağıdaki gibi sıralamak mümkün. 

  • Endişe ve Gerginlik
  • Aşırı heyecana bağlı titreme, terleme
  • Kas seğirmesi ve ağrısı
  • Yorgunluk ve hoşnutsuzluk
  • Baş ve sırt ağrısı
  • Heyecan ve kaygıdan dolayı uyuyamama
  • Birbirini etkileyen döngüsel düşünceler
  • Sese karşı aşırı duyarlılık
  • Kalp atışlarının hızlanması ve göğüs ağrısı

Yaygın Anksiyete Bozukluğu Nasıl Oluşur? 

Stresler ve yaşanan ruhsal travmalar yaşam olayları yaygın kaygı bozukluğunun gelişiminde önemli rol oynar. Aile eğitimi ve kaygılı yetiştirme tarzı çok önemlidir. Çocukluk dönemi ve genç erişkinlik çağları arasında başlayan kaygı bozukluğu yavaş ve sinsi bir gelişim gösterir. Hastalık kesintisiz bir seyirden ziyade iyileşmeler ve alevlenmelerle kendini gösterir.

Stresli yaşam olayları olduğunda belirtiler çoğunlukla kötüleşir. Hastalığın oluşmasında “kalıtsal etkenler, beyindeki nörokimyasal değişiklikler, kişilik özellikleri ve stres verici yaşam olayları” etkilidir.

Tedavi edilebilir bir hastalıktır ve tedavide ilaç tedavisi ile birlikte bilişsel terapiler yer alır.

Yaygın Anksiyete Bozukluğunun Güncel Tanı Kriterleri Nelerdir?

DSM-5’e göre yaygın anksiyete bozukluğu tanı kriterleri şunlardır;

  • En az altı aylık bir sürenin çoğu gününde bir takım olaylar ya da etkinliklerle (işte ya da okulda başarı gösterebilme gibi) ilgili olarak, aşırı bir kaygı ve kuruntu (kaygılı beklenti) vardır.
  • Kişi, kuruntularını denetim altına almakta güçlük çeker.
  • Bu kaygı ve kuruntuya aşağıdaki altı belirtiden üçü (ya da daha çoğu) eşlik eder. (en azından kimi belirtiler son altı ayın çoğu gününde bulunmuştur) : 

                1. Dinginleşememe (huzursuzluk) ya da gergin ya da sürekli diken üzerinde olma. 
                2. Kolay yorulma. 
                3. Odaklanmada güçlük çekme ya da zihin boşalması. 
                4. Kolay kızma. 
                5. Kas gerginliği. 
                6. Uyku bozukluğu (uykuya dalmakta ya da uykuyu sürdürmekte güçlük çekme ya da dinlendirmeyen, doyurucu olmayan bir uyku uyuma).

  • Kaygı, kuruntu ya da bedensel belirtiler, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olur.
  • Bu bozukluk, bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir madde bir ilaç) ya da başka bir sağlık durumunun (örn. hipertiroidi) fizyoloji ile ilgili etkilerine bağlanamaz.
  • Bu bozukluk başka bir ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanamaz.

 Kaygı ile baş etme yöntemleri nelerdir?

  • Olmazsa olmazınızın öncelikle kendinize karşı olan güven ve inancınızın olduğunu bilin.
  • Yaşadığınız durumla alakalı en kötü ihtimal nedir? Hayal edin!
  • İleriye dönük bu kaygının önemini düşünün.
  • Kendinizi oyalayacak uğraşlar bulun ve beyninizi farklı faaliyetlerle doldurun.
  • Hobiler edinin.
  • Çeşitli spor türleri ile stresinizi atabilirsiniz.
  • Sanatsal faaliyetlere dahil olun.
  • Kesin bir şekilde durumu yönetebileceğinize karar verin.
  • Kendinize güvenin.
  • Ümitsiz olmayın ve geçmişte baş ettiğiniz herhangi bir kaygı durumunu düşünün.
  • Kaygınızı mutlaka güvendiğiniz birisi ile paylaşın.
  • Negatif ve kendinizi küçümseyecek cümleler yerine pozitif yapıcı cümleler kurun.
  • Çocuklar için tavsiye: Oyun atölyelerine katılabilirler.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.